15 Ekim 2008 Çarşamba

Perperikon

Perperikon (or Hyperperakion or Perperakion) is in the Eastern Rhodope range, some 10 miles from the town of Kurdzhali. The roads from Sofia, via Asenovgrad or Haskovo, are fairly good and well maintained. Perperikon is perched on a rocky peak at 1,400 ft above sea level guarded at its foot by the village of Gorna Krepost [high castle]. The gold-bearing river Perpereshka flows nearby forming a valley some 7 miles long and 2.5 miles wide. This fertile sheltered place had attracted settlers in very ancient times, and today, dozens of sites clustered around the natural hub of Perperikon reveal layer upon layer of archaeological remains. Just a little further downstream, the Perpereshka flows into the artificial lake of Stouden Kladenets on the river Arda. Where the two bodies of water meet, is the village of Kaloyantsi, a scenic place with some tourist facilities.


Arkeolog Nikolay Ovçarov:

“Perperikon’un II-IV asırlar arasında Roma çağında ne kadar büyük kutsal bir şehir olduğunu bu yıl yaptığımız kazılar sonucu elde ettiğimiz buluşlardan anladık.
Perperikon’un II-IV asırlarda büyük bir gelişme kaydettiğini kesin olarak söyleyebiliriz. O dönemde son derece büyük kale duvarları inşa edilmiştir. Perperikon’un kuzey tarafında bu dönemde inşa edilen ve muhafaza edilen yedi metrelik bir duvar ortaya çıkardık. Roma döneminde birçok kutsal tapınak, sokak ve meydan inşa edilmiştir.
Söylentilere göre Perperikon’un etrafında birçok küçük kutsal tapınak varmış. Şu ana kadar yapılan kazılarda 6’dan fazla tapınaktan kalıntılar bulunmuştur. Kazı işlemlerinde ortaya çıkarılan bazı eşyaların, Kırcali Tarih müzesine verilmesi planlanıyor.



Prof. Ovçarov devamla yaptığı konuşmada:
“Son derece güzel birkaç seramik tabağı söz konusudur. Aralarında birisi M.Ö. III. yy.dan olmak üzere diğer seramik tabakları II-III Roma döneminden kalmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan iki lamba da bu döneme aittir. Birinin altında “Fortis” – /güçlü/ yazısı diğerinde ise son derece güzel olan, hücum eden aslan resmi var. Bronz biblolar de bulunmuştur. Biblolar tapınaklara yapılan tipik hediyelerdir. Bulunan eşyaların büyük bir bölümü kırıktır. Muhtemelen o zamanlar bibloların tapınaklara konmadan önce kırılması geleneği varmış. Yeni bulunan bibloların arasında aşk Tanrısı Eros’un biblosu dikkat çekiyor. Diğer iki biblo ise Apollon ile Merkür Tanrıları’nındır. “dedi.

“M.Ö 13.-12. yüzyıldan kalma bir kılıç söz konusudur. Çok iyi korunmuş ve çok kaliteli bronzdan yapılmış bu kılıcın sapı kırıktır. Truva savaşı bu tür kılıçlarla yürütüldü. Sapının kırık olması iki anlama gelebilir: Birincisi çatışma sırısında kırılmış olabilir ve ikincisi de putperest törenlerinde olduğu gibi bilerek kırılmış olabilir. Putlara tapıldığı yerlerde çok değerli armağanlar bırakılıyordu, oysa kılıç o dönemin insanları için son derece değerli bir şey idi. Bizim ekipte çalışan prehistorik dönem uzmanlarına göre Bulgaristan topraklarında bundan önce bu türden diğer iki kılıç bulunmuştur. Yani çok nadir ve ilginç bir nesnedir bu” diyen profesör Ovçarov, yaptığı kazılar sırasında altın aramadığını da ekliyor. Ovçarov’a göre M.Ö 10. yüzyıla ait insan vücüdü andıran küçük seramik figür, ne kadar kaba işlenmiş olsa ve sanat açısından ilgi çekmese de altın hazineden daha değerli olabilir.
“Bütün figürün delikli olduğu dikkat çekiyor. Anlaşılan ölümcül bir hastalık söz konusudur. Ya çiçek hastalığı ya da veba hastalığı, bilmiyorum. Anlaşılan hastalığın hasta bedenden heykelciğe geçmesi için büyü yapıldı. Bundan önce de bizde, bizim kazılarda dahil, bu tür figürler bulunmuştu, ancak ilk defa İlah figürü değil, insanların kaderini değiştirebileceklerine inandıkları bir törende kullanılan bir figür söz konusudur” diyen profesör Ovçarov Perperikon’da bundan kısa süre önce bulunan küçük gümüş süs eşyasının da çok değerli olduğunu ekliyor. Yüksek kaliteli gümüşten yapılmış bu süs, Bizans’lı bir soylunun kolsuz üst elbisesinin düğmesiydi. Düğmenin iki parçası bir araya gelince insan yüzü oluşuyor. Profesör Ovçarov, bu yüzün ilk bakışta kaba olmasına ve Barbar usulünde işlenmiş olmasına rağmen İsa’nın yüzü olduğunu söylüyor. 
perperekon çevresinde rehber,perperekonu tanıtıcı kitap ve turistik eşya satan satıcılar mevcuttur.

Hiç yorum yok: